12 Mart 2010 Cuma

Gerçek Bir Kaçış Öyküsü

Anneannemin kuzenin kankası geçen gün buraya kızının yanına geldi. Bende kızına kalmaya gitmiştim. Şahmidan (ilginç Çerkes isimlerinden biri :) ) Teyze hoş sohbet birisi hatta biraz geveze :) Herkes odalar çekildi ders çalışıyor bende mutfak masasında test çözmek istiyorum ama Şahmidan Teyze sofrayı toplayıp gitmiyor salona. Başladı anlatmaya; konuya kocası öldükten sonra yaşadıklarından girdi, babaannesinden çıktı. 21 sularında başladık 02 civarında bitirdik. Bende şimdi sizlerle babaannesi ve dedesinin hikayesini paylaşmak istiyorum.
Şahmidan Teyzenin dedesinin babası 1870 ler civarı köleleriyle Kafkasyadan göçüp Kayseri dolaylarına yerleşmiş. Dedesi o dönemde çocukmuş. Göç esnasında yanlarında koca bir küp altınları varmış büyük dede altınları en güvendiği kölesine verip gömüp saklamasını istemiş. Köle altınları gömüp büyük dedeye yerini söyleyemeden ölmüş. Şahmidan Teyze'nin dedesi evlendikten kısa bir süre sonra ya 93 harbi ya da Kurtuluş Savaşında doğu cephesine bir yere savaşa gidiyor. Burda Ruslarla savaşıyor ve geri dönmüyor. Bu sırada babaanne hamile ve ailenin geri kalanı ile Kayseri'de yaşamaya devam ediyor. Altınlarını kaybettikleri için hayvancılık yapıyorlar. Babaannenin çalışkanlığı sayesinde kocaman bir sürüleri oluyor. Neyse aradan 20 yıl geçiyor, Şahmidan Teyzenin babası büyüyor kocaman adam oluyor. Bir gece yarısı kapıları çalınıyor. Oğul anne sen dur eşkıyalar gelmiştir, kadın başına dışarı çıkma deyip kapıyı açmaya gidiyor. Kapıda yaşlı, zayıf, pislik içinde bir adam "Burası .......nın evi mi?" diye soruyor. Evet diye yanıtlıyor oğul, annenin adı ne diye soruyor, söylüyor. Yaşlı adam ben senin annenin kocasıyım diyor. Oğul inanamıyor annesini çağırıyor ve babaanne görür görmez kocasını tanıyor ve çok seviniyor. İçeri alıp onun öldüğünü sandıklarını söylüyorlar ve dede anlatmaya başlıyor... Rus savaşında esir düştüğünü sonra onu bir çiftlikte köle olarak çalıştırdıklarını anlatıyor. Çok ağır koşullarda ve sıkı gözetim altında çalışıyorlarmış . Zaman içinde çalıştığı yerdeki kişilerin güvenini kazanmış, çevreyi tanımış ve ilk fırsat bulduğunda kaçmış. Bulunduğu çiftlikte dev bir buğday ambarı varmış. Bir gece orada saklanmış herkes onun kaçtığını düşünüp peşine düşmüş, o da gece oradan çıkıp kilerden yiyecek içecek alıp 1 hafta 10 gün boyunca orada saklanmış. Etraf durulunca bir gece yola çıkmış ve uzun bir yolculuktan sonra evine dönmeyi başarmış.
Bu kadar badireler atlattıktan sonra dedemiz ancak 2 yıl rahatça yaşayabilmiş. O dönemde köylerde hayvanlar çobana verilirmiş. Çobanda öküzleri sulamak için dereye götürüyormuş. Dede de abdestini alıp namaz kılmak için caminin yolunu tutmuş. Yolda bu öküzlerden biri dedeyi gözüne kestirmiş bir tos vurmuş dede orada hakkın rahmetine kavuşmuş. Sen git Rus savaşından sağ çık, 20 yıl köle olarak çalış sonra bir öküz seni ölümüne sebep olsun.
Şahmidan Teyze bu hikayeyi anlattıp bitirdikten sonra biz hem güldük hemde yazık yaa dedeye bir gün yüzü göremeden gitmiş diye rahmet okuduk.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder