18 Kasım 2010 Perşembe

BİTTİ

evet sayın seyirciler bir ilişkinin daha sonuna geldik.
maçın özetini yapacak olursak, kıskançlık ve vurdum duymazlık galip geldi diye özetleyebiliriz. bir önceki yazıda belli başlı rahatsızlığımdan bahsetmiştim. bu birdi derken iki oldu. üstüne yine aynı tarzda bir kız daha çıktı geldi karşıma. adı krystal kendisi afro-amerikalı, babasını geçen yıl kaybetmiş, annesi ölüm döşeğinde fakir, kimsesiz ve depresyonda bir bayan. hiç arkadasım yok diye ağlayan sevgili (eski) erkek arkadaşım bu sefer de kendisine potansiyel sevgili olabilecek bir arkadaş seçti. sonuçta ne oldu zaten kıskançlıktan salyalarını ortalığa saçan ben iyice çıldırdım ama belli etmedim. kızı akşam saat 9 da eve yemeğe çağırdı. ve kız arabasını park ederken video görüşmemizi sonlandırması gerektiğini söyledi. bende tamam, kız gelince kapatırız dedim. ben şimdi kapatmak istiyorum sanki insanlara seni göstermeye çalışıyormuşum gibi geliyor, tuhaf oluyor dedi. ben de tamam dedim yine. gidince tekrar görüşürüz dedi. tamam dedim. sonra bir ara gmaile gelip krystal maillerini kontrol edecek çıkmam lazım dedi peki dedim. ve bir iki saate yakın online olmadı. ve saatler gece 2 yi gösterirken online oldu krystal daha yeni gitmiş. kıskandın mı diye sordu evet dedim. fazla durmadık üstünde...
benim rahibe teresa kılıklı (eski) erkek arkadaşım hergün bir iki saatini bu iki kızla telefonda konuşarak geçiriyor. benimle ise hergün webcam açıp karşımda oturup, kitap okuyor, haberleri dinliyor . bunun haricinde günlük bir paylaşımımız yok. türkiye ye gelmeden önce hergün bir kaç saat birlikte internette bulduğumuz şeyleri paylaşır, sohbet eder, çeşitli konularda tartışıp konuşurduk.
şimdi gelelim dün yaptığımız son görüşmeye. bunun bir arkadaşı onun duvarında paylaştığım bir video hakkında fikrimi sormuştu. bende aradan çok zaman geçmesine karşın dün cevap verme fırsatı buldum. yazdığım yorumu paylaşmadan önce ona yolladım ve kontrol etmesini istedim. oda bana bu mesajı özelden yollamamı söyledi. neymiş insanlar çok dedikoducuymuş. sanki ben kendimi onlara göstermek istiyormuşum gibi olurmuş sonra benim kötü ingilizcemi görüp "iğğğğ joe bu salak kızla mı görüşüyor daha ingilizce konuşmayı bile bilmiyor" derlermiş. bende sen benden utanıyorsun dedim. hayır utanmıyorum seni korumaya çalışıyorum demez mi? bende beni koru diye sana ilk önce yolladım ki gramer hatam varsa düzelt dedim. ama istemiyorsan hiç birşey yollamam dedim. yine klasik cevap ben sana ne yapman gerektiğini söyleyemem dedi.
bende artık dayanamıyorum bitsin artık hergün 2 saat konuştugun eski sevgilin kadar bile değerim yok ve benden utanıyorsun. bu çok ağır gelmeye başladı, üzgünüm hoşça kal dedim ve kapattım.
kapatış o kapatış sayın seyirciler. beyfendinin beni anlamaya hiç niyeti yok hala gereksiz yere kıskançlık yaptığımı ve nevrotik davrandığımı düşünüyor. yapacak hiç bir işim olmadığı için sürekli onunla ilgilendiğimi ve benim sevgimin onu korkuttuğunu söyledi ve bitti. dünden beri sadece bir kaç defa yazıştık.
en son yazışmamızda yanında krystal in olduğunu ve patricia nın da gezi için atlanta ya geldiğini ve birazdan onu karşılayacağını söyledi. 7 ay bitmeye yakın biz bittik... raf ömrümüz bu kadarmış yapacak birşey yok.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder